AK Partili Böhürler’in gündemi 93 yıl önce yapılan en güzel bacak yarışması
“Suudi Arabistan duvarları yıkmaya neden güzellik yarışması ile başlıyor? Duvarları yıkmanın başka alametleri yok mu? İstanbul’da1931’de medeni ülkelerde oluyor diye ABD standartlarında “İstanbul’un en güzel bacağı” yarışması düzenlenmiş” diyen ve köşe yazısını paylaşan Böhünler, ‘Her şey yalanmış…’ başlıklı yazısında İstanbul’da yapılan yarışma ile ilgili şu ifadelere yer verdi;
TAKLİDÎ MODERNLEŞME VE KADIN AÇILIMI
Eski dergileri karıştırmak hobi haline geldi bende. Onları karıştırırken önüme çıkan bir başlığı sizinle paylaşmak istedim: “İstanbul’un En Güzel Bacaklı Hanımı Kimdir”? Bu başlık 1931 yılının Vakit gazetesine ait. “Bediî müsabakamız”la ilgili haberde en güzel bacak yarışması duyurulurken, nasıl bir mahremiyet ve nezahet içinde yapılacağına dair bilgiler de veriliyor. Medeni dünyanın her yerinde böyle yarışmalar olduğu belirtiliyor. 18 yaşından 65 yaşına kadar bacağına güvenen hanımların katılacağı yarışmada Amerikan ölçütleri örnek alınıyor. Bilek kalınlığı 20, baldır 32, diz kapağı 34, dizden bele kadar 54 cm olması gerektiği duyuruluyor. Yarışma yazar düellolarına sebep oluyor. Fuat Köprülü de reaksiyon verenlerden birisiydi. Her şeye rağmen yarışma yapılıyor ve İstanbul güzellik kraliçesi Nevzat Hanım seçiliyor…
Bu konuyu aklıma kadın hakları konusundaki açılımını güzellik yarışmasıyla taçlandıran Suudi Arabistan örneğini getirdi. Batılılaşma, modernleşme için bundan 200 yıl önce de kadınların açılması, balolar, güzellik yarışmaları bir başlangıç kabul ediliyordu. Bugün de pek bir şey değişmemiş. Taklidî modernleşme bunu galiba bir zorunluluk olarak sunuyor.
Bundan beş yıl önce araç kullanma haklarını elde eden Suudi Arabistanlı kadınların erkeklerin tanımladığı “özgürleştirici” alanlara değil, kendi haklarını savunmalarını sağlayacak ortamlara ve mücadele zeminine ihtiyaç var. Kocasına kahve yapmaması boşanma sebebi sayılan Suudi Arabistanlı kadınların çalışma oranı 5’i yeni yeni geçti. Kadınlar seçme ve seçilme hakkına yeni kavuştular. 2015 sonundaki seçimlerde ilk kez oy kullanabildiler. Pek çok meslek kadınlara kapalı. Boşanma ya da dul kalma durumunda, bir kadın erkek çocuğunun velayetini en fazla yedi yaşına kadar, kız çocuğunun velayetini de dokuz yaşına kadar elinde tutabiliyor. Sonra çocuklarının velayetini ya babalarına ya da babalarının ailesine vermek zorunda. Kadınların yargıç olmasına izin yok. Kadınların yanlarında kendilerine eşlik eden bir erkek yakınları olmadan bankaya girmelerinin de yasak olduğu Suudi Arabistan’da güzellik yarışması düzenlenmesi her modernleşen ülkede (geçen yüzyılın başında Türkiye, İran, Mısır’da olduğu gibi… ) var olan bir kod adeta. Lakin bunun kadın haklarına katkısını ayrıca konuşmak gerekir.
Kadın açılımıyla hedeflenen, kadınlara haklarını vermek mi? Bu çok tartışmalı. Keşke yasaları; kadınları aile içinde, toplumda, iş hayatında, siyasette güçlendirecek şekilde değiştirmeye açılım deselerdi. Bu değişime alkış tutan Türk sekülerlerinin cahilliğine ise bir kez daha şapka çıkarttım. Bir zamanlar başörtüsü taktığımız için bize “…Suudi Arabistan’a gidin” diyenlere bugün biz de “Suudi Arabistan’a gidin” diyebiliriz. Orada kadınlar çok çok özgür!!!