ALERJİK REAKSİYONLAR ÇOCUKLUKTAN BAŞLIYOR
Öyle ki bahar alerjilerinden kolayca etkilenebilen gözlerde kızarıklık, sulanma ve kaşıntı gibi belirtiler görülmeye başlar. Erken teşhisin önem taşıdığı alerjik konjonktivit, tedavi edilmediğinde göz için büyük tehdit oluşturabiliyor. Göz Hastalıkları ve Sağlığı Uzmanı Opr. Dr. Şehvar Nefesoğlu, mevsim geçişlerinde sıkça yaşanan alerjik konjonktivitten korunma yollarını anlatıyor.
Bahar alerjisi savunmasız gözleri vuruyor
Bahar mevsiminde çiçeklerin açması ve doğanın yeşillenmesiyle ortaya çıkan polenler sebebiyle doğrudan dışarıyla etkileşimde olan gözlerimiz alerjik hastalıklara açık hale geliyor. Gözlerde en çok görülen hastalıkların başında alerjik konjonktivit geliyor. Göz kapaklarının iç kısmında ve gözlerin beyaz bölümlerinde bulunan zarda gelişen konjonktivit, havada bulunan alerjenlerin göze temas etmesiyle ortaya çıkıyor. Genellikle kızarıklık, kaşıntı ve gözlerde sulanma gibi belirtilerle anlaşılıyor. Konjonktival ödemin de görüldüğü hastalıkta, ayrıca göz akıntısı, şişkinlik, göz yanması ve ışık hassasiyeti gibi problemlerle de karşılaşılıyor.
Havadaki polen, toz, tüy ve küf gibi alerjen maddeler vücudumuza hızlıca girebildikleri için çeşitli problemlere yol açabiliyor. Rüzgarla taşınan bu materyaller en savunmasız organımız olan gözlerde alerjik konjonktivite sebep olabiliyor. Çocukluk döneminde de ortaya çıkabilen alerjik reaksiyonlar, ilerleyen dönemlerde bahar geçişlerinde tekrarlayabiliyor. Yoğun bir kaşınma hissiyle kendini belli eden rahatsızlık, gözleri kaşıdıkça kornea yapısında bozulmalara neden olabiliyor. Korneada oluşan bu zarar da görme kaybına kadar ilerleyebilen kerakotonus hastalığına yol açıyor.
Bulaşıcı göz hastalığı 4 tipte görülüyor
Alerjik konjonktivit bulaşıcı olduğu için tehlikeli göz hastalıkları arasında sayılıyor. Tokalaşma, ortak havlu kullanımı ve hava veya para yoluyla da yayılabiliyor. Bunların yanı sıra üst solunum yolu enfeksiyonları, kirli ellerle gözleri kaşımak, polenler ve hayvan tüyleri nedeniyle de gelişebilen alerjiler, özellikle çocuklarda göz kuruluğu ve sigara kullanılan ortamlar sebebiyle de gelişebiliyor. 4 tipte ortaya çıkabilen bu hastalık, çocuğun alerjene temas etmesiyle oluşuyorsa akut alerjik konjonktivit şeklinde adlandırılıyor. Mevsim dönemlerinde polenler nedeniyle ya da yaz aylarında havuzdan çıktıktan sonra görülüyorsa mevsimsel, kontakt lens kullanımında gelişiyorsa da dev papiller konjonktivit olarak adlandırılıyor. Eğer hasta tüm yıl boyunca her çeşit alerjene tepki veriyorsa atopik keratokonjonktivit tedavisi uygulanıyor.
Tedavide göz damlaları kullanılıyor
Alerjik konjonktivit gibi alerjen sebepli hastalıklara viral enfeksiyonlar sebep olduğu için enfeksiyonu hafifletecek tedavi yöntemleri uygulanıyor. Çocukların yaşlarına göre de tedavi şekilleri değişiklik gösterebiliyor. Öncelikle göz damlası yoluyla alerjinin yol açtığı kızarıklığın ve kaşıntının giderilmesi sağlanıyor. Bahar alerjileri nedeniyle, bakteri kaynaklı olarak ya da kimyasal konjonktivitlerde farklı tedavi yöntemleri uygulanıyor. Bakteri nedeniyle görülen göz alerjilerinde genellikle antibiyotik özellikli göz damlalarının veya merhemlerinin kullanılması öneriliyor. Eğer alerjik reaksiyon kuru göz nedeniyle gelişiyorsa, göze suni gözyaşı takviyesi yapılıyor. Alerjik konjonktivitin hangi nedenlerle ortaya çıktığının belirlenmesi için mutlaka doktor kontrolüne gitmek gerekiyor. Kalıcı bir probleme neden olmadığı halde tedaviye geç kalınırsa gözlerde hasar oluşturabiliyor.
Çocukları polen ve tozlardan uzak tutun
Özellikle bahar mevsiminde tozlu ve polenli ortamlardan uzak durmak, dışarıda şapka ve gözlük kullanmak korunma yolları arasında bulunuyor. Evde veya okullarda havalandırmalar yerine filtre özelliği bulunan klimaların tercih edilmesi problemlerin önüne geçilmesine yardımcı oluyor. Çocukların yatak odalarındaysa yıkanılabilir kumaşlardan nevresimler, perdeler kullanılması öneriliyor. Yaşam alanlarının ya da okulların sıkça temizlenmesi ve toz alınması da alerjenlerin ortadan kaldırılmasını sağlıyor. Çocukların gün içinde dışarıdayken ellerini gözleriyle temas ettirmemesi ve sık aralıklarla sabunlu suyla yıkanması da önem taşıyor. Ayrıca gözler eski sağlığına kavuşana kadar çocukların lens kullanmaması da gerekiyor.