Nüfusun çoğunluğu 2000 öncesinde inşa edilmiş binalarda yaşıyor

Alan İzleme Raporları kapsamındaki “Toplumun Görünümü 2023: Kent ve Konut” raporu Dr. Elyesa Koytak editörlüğünde hazırlandı. Rapor 13 Şubat 2024 tarihinde İstanbul'da düzenlenen etkinlikle kamuoyuna tanıtıldı. Raporun odak konusu olan kent ve konut meselesinin sosyal ve ekonomik boyutları merceğe alındı. Kent yaşamıyla beraber konutta yaşamın nasıl bir görünüme sahip olduğu inceleniyor.

 

Konuta erişim sorunu eşitsizlikleri artırıyor

 

Konuta erişimin azalmaya başladığını ve  bu durumun eşitsizliklerin ana nedenine dönüşmeden önlem alınması gerektiğini ifade eden Dr. Elyesa Koytak konuya dair açıklamalarda bulundu: “Eğitim ve istihdama yeni katılan gençler açısından da sorunlar baş gösterdi. Bu bağlamda genç kuşakların barınma hakkının temini  hayati önemde. Diğer bir önemli nokta da konut politikaları bölge ve il bazında değişen dinamikleri veri temelli şekilde takip edilmeli. İstanbul, Avrupa metropolleri gibi kira bedellerinin, kiracı oranının ve eski konut stokunun yüksek olduğu bir şehre dönüşmek üzere. İstanbul’la ilgili her politika konut meselesinden başlamalı. Ayrıca, şehirleşme, okullaşma, kiracı oranı ve işgücünün son on yılda hızlı bir gelişim arz ettiği Güney Doğu illerinde de konuta erişimle ilgili özel politikalar gerektiriyor.

 

Ortalama konut fiyatı asgari ücretin iki yüz katı

 

Raporda konuta erişimin geniş toplum kesimleri için ciddi seviyede zorlaştığı vurgulandı. Konut maliyetlerindeki artış ve konuta yönelik talebin yükselmesiyle konut piyasasında bir şişkinlik olduğunun altı çizildi. Bu duruma bağlı olarak asgari ücretle geçinenlerin ev sahibi olması imkansız olarak değerlendiriliyor. 2023 Aralık ayında ortalama bir konut fiyatının 3 milyonun üzerinde olduğu  ve asgari ücretle çalışan bir kişinin ortalama bir konuta sahip olması için 17 yıl boyunca bütün ücretiyle ödeme yapması gerektiği değerlendildildi. Ayrıca konut krizinin başlıca sebebi artan inşaat maliyetleri olduğunun altı çizildi. Rapora göre maliyetlerindeki yükseliş son 3 yıldır 60’ın üzerinde seyrediyor. Bu durum bina ve konut inşaatlarının maliyetine yansıyarak konut fiyatlarında da önemli derecede yükselişe neden oluyor.

 

İstanbul’da satılan her on evden yedisi ikinci el konut

 

İLKE Vakfı tarafından hazırlanan raporda dolar kurundaki ve inşaat maliyetlerindeki yükseliş yeni ev stokundaki artışın önünde engel oluşturduğu ifade ediliyor. Bu nedenle talep ikinci el evlere doğru akmaya başladığı vurgulanıyor. Özellikle ekonomik büyümenin yavaşlaması ve giderek artan inşaat maliyetlerinin bunda etkili olduğu değerlendiriliyor. Deprem riskinin yüksek olduğu İstanbul’da ise satılan her on evden yedisinin ikinci el olduğu vurgulanıyor. Eski evlerin el değiştirmeye devam ettiği ve olası bir deprem için riskli bir durum ortaya çıkardığı vurgulanıyor. Raporda Türkiye’nin deprem ülkesi olduğu vurgulanarak konut stoklarının yenilenmesi ve dirençli hale getirilmesi gerektiğinin altı çiziliyor.

 

Konut sahipliği oranı düşüyor, kiracılaşma toplumun geneline yayılıyor

 

Toplumun Görünümü 2023: Kent ve Konut başlıklı rapora göre ev sahipliği oranı ve ev sahibi olma oranı sürekli bir düşüş eğiliminde. Kiracı oranının en yüksek olduğu illerden ilkinin 37’le İstanbul olduğu belirtilirken, ikinci sırada 36,3’le Batman, üçüncü sırada ise 36,1’le Gaziantep olduğu ifade ediliyor. Son on yılda ev sahibi oranlarındaki değişim incelenen raporda özellikle Doğu’da ev sahibi olma oranlarının 10’un üzerinde bir azalışla düştüğü değerlendiriliyor. Rapora göre bir konutta ortalama 14 yıl ikamet edildiği ve konut değiştirme süresinin konut sahibi olmakla ilişkili olduğu değerlendiriliyor.

 

Konutlarda yeterli yaşam alanı yok

 

İLKE Vakfı’nın hazırladığı rapora göre 2022’de Türkiye’de hanehalklarının 85,2’si yaşadığı konutta yeterli kullanım alanının olmadığını söylerken yaşanılan konut büyüklüğünün ise ortalama 112,6 m² olduğu belirtiliyor. Doğuya gidildikçe hanelerin yaşadığı konut büyüklüğü arttığı, İstanbul ve Ege’de ise diğer bölgelere kıyasla insanlar daha az odalı evlerde yaşadığı vurgulanıyor. Raporda İstanbul’da oturduğu konutta kullanım alanının yeterli olmadığını düşünen hanehalklarının oranı ise 82,6 olduğu vurgulanıyor. Ayrıca 2022 yılında İstanbul’daki hanelerin 21,7’si yeterli gün ışığı alamamaktan şikayetçi olduğu ve Türkiye genelinde bu oranın 14,6 olduğu vurgulanıyor.