ÖZHASEKİ: “EN ÇOK CHP MİLLETVEKİLLERİ SEVİNMİŞTİR”
Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulan Milletvekili Seçim Kanunu’ndaki değişiklik içeren teklifleri ile ilgili soruya cevap Özhaseki, “15 maddelik tasarı meclisimize sevk edildi. Nihayetinde tartışmalar olabilir. Muhalefet tarafından haklısınız denmesini beklemiyoruz. Zehirli bir dille ile milletin aklını karıştırmak için ellerinden geleni yapıyorlar. 15 madde içerisinde en fazla tartışılan 3-4 madde var. Birincisi barajın yüzde 10’dan yüzde 7’ye düşürülmesi. 1980 ihtilalinde seçim barajı yüzde 10 olarak benimsenmiş, bu yüzde 7’ye düşürülüyor. Herkesin olumlu bakması gereken bir konu. Zaten düşürülsün deniliyordu. Partilerin seçime katılabilmesi şartları arasında Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde grubu bulunması şartı var idi. Bu kaldırıldı. Sadece kongrelerini yapma şartını sağlaması yeterli hale getirildi. Bu güzel bir şey değil mi? Emanet milletvekilleri veriliyordu. Daha çok parti içerisinde sesini çıkartmayacak, emireri gibi ‘git bakalım şuraya’ denilecek milletvekillerinden, Genel Başkanı’nın iki dudağı arasında olan istikbali ile oynanan 20 kişi arasından tespit ediliyordu. Emanet olarak veriyorlar, onlar da melül melül boyunlarını büküp gidiyorlardı. Kendi partileri içerisinde müthiş tartışmalar yaşanıyordu. Onların da adeta alnında kara bir leke gibi, üzülerek utanarak her seferinde başlarına vurulan bir iş oluyordu. Bu da kaldırılıyor. Kongresini yapan , teşkilatlanan her parti seçime girebilecek. 20 milletvekilinin soldan sağa transfer edilerek sadece AK Parti karşıtlığı için hiç dünyada bir araya gelmeyecek adamların emaneten verilmesi hoş bir şey miydi? Herhalde Milletvekili Seçim Kanunu’nda değişiklik içeren teklifimiz, en çok gözleri yaşlı, boyunları bükük şekilde zıt görüşteki partilere altın tepside sunulan CHP milletvekillerini sevindirmiştir.” ifadelerini kullandı.
“Vatandaşın iradesinin sandığa yansıyacağı bir sistem öneriyoruz”
Milletvekili Seçim Kanunu’nda değişiklik içeren tekliflerinde, vatandaşın iradesinin korunmasının ana unsur olduğunun altını çizen Özhaseki, “Bir başka tartışılan konu da şöyle. Bir ilde üç parti seçime giriyor. A Partisi 107 bin oy alsın, B Partisi 80 bin oy, C Partisi de 54 bin oy alsın. O ilden 2 milletvekili çıkacak. Bu sonuca göre, demokrasi gereği birinci ve ikinci partinin milletvekili çıkartması beklenir. A ve C Partileri ittifak kurduğunda, vekillikler bu iki parti arasında bölüşülüyor, 2 vekili de ittifak alıyor. İkinci en yüksek oyu alan yani 80 bin oy alan milletvekili çıkaramıyor. Neresinde bunun adalet? Vatandaşın iradesi istemediği bir partiye gidiyor. Biz de vatandaşın iradesinin sandığa yansıdığı, hak ettiği gibi bir milletvekili çıkarılabilecek bir sistem oluşturuyoruz. Burada aykırı bir durum yok.” diye konuştu.
Özhaseki sözlerini şöyle sürdürdü:
“Seçim sistemleri hiçbir partiyi kurtarmaz. Vatandaşın iradesini, meclise yansıtmak için adaletli ve demokratik bir şekilde çalışmasını sağlar. Siz zaten iyi işler yapmışsanız, milletin oyunu alabiliyorsanız her hâlükârda iktidar olursunuz. 2002’de seçim kurallarını biz koymadık. Yüzde 34 oy ile iktidar olduk. Sonrasında yüzde 40 ile 50 arasında oy bandını tutturarak dünya rekorları kırdık. Kurulduğu günden bu tarafa belediyelerde girdiği her seçimde birinci parti, genel seçimde birinci, referandumlarda vatandaş her zaman güvenmiş bir partiyiz. Girdiğimiz 15 seçimde birinciyiz. İstedikleri kadar ağlayıp bağırsınlar. Kendilerine faydaları yok. Doğru işleri zaten CHP desteklemez. Zehirli bir dil kullanarak buna saldıracaklardır.”
Türkiye’nin etrafında yaşanan savaşlara da değinen Özhaseki, “Ukrayna - Rusya Savaşı çıktı. Bir koalisyon hükümetinden, ülkesiyle ilgili hızlı ve doğru karar vermesini bekleyebilir misiniz? Kesinlikle, hayır. Güçlü bir liderlik lazım. Şu anda Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın göstermiş olduğu liderlik tam da budur. Bütün dünya, göstermiş olduğumuz diplomasiyi takdir ediyor. Muhalefet, NATO ülkesi olmamızdan mütevellit duruma dâhil olalım istiyor. Ama durum böyle olmuyor. Şu an Ukrayna’ya insani yardım yapıyoruz. Rusya ile de ilişkimizi bozmuyoruz, aralarında arabuluculuk çalışmaları da yapıyoruz.”