TKYD Anadolu Panelleri’nin Dokuzuncusu Kayseri’de Yapıldı

Panelin açılışında konuşan TKYD Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Tamer Saka, “TKYD olarak son 20 yıldır edindiğimiz bilgi birikimiyle Anadolu’yu şehir şehir geziyoruz. kurumsal yönetim ilkelerinin benimsenmesine katkı sağlamak için çalışıyoruz. Değişimi yalnızca kendi şirketimiz için değil ülkemizin, toplumumuzun refahı için de gerçekleştirmeliyiz” mesajını verdi. 

 

Kurumsal yönetim anlayışının ülkede tanınması, gelişmesi ve en iyi uygulamalarıyla hayata geçirilmesi amacıyla 2003 yılından beri faaliyetlerini yürüten Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği’nin (TKYD), Dünya Gazetesi iş birliği ile gerçekleştirdiği “Anadolu Panelleri Serisi”nin dokuzuncusu Kayseri Sanayi Odası’nın ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Panele Kayseri’de faaliyet gösteren firmaların temsilcileri de katıldı.  

Kayseri Sanayi Odası’nda yapılan “Neden Kurumsal Yönetim?” konulu panelin moderatörlüğünü Dünya Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ yaptı. Panelde, TKYD Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Tamer Saka, Kayseri Sanayi Odası Meclis Başkanı Abidin Özkaya ve Yapı Kredi Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Ahmet Çimenoğlu yer aldı.  

Panelin açılışında konuşan TKYD Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Tamer Saka, TKYD olarak ‘Kurumsal Yönetim’ anlayışının ülkede tanınması, gelişmesi ve en iyi uygulamalarıyla hayata geçirilmesi amacıyla çalıştıklarını söyledi. Saka, “Adillik, şeffaflık, hesap verebilirlik ve sorumluluk ilkeleri üzerine inşa edilen kurumsal yönetim anlayışının, etki ettiği tüm alanlarda yol gösterici olma misyonuyla hareket ediyoruz” dedi.  

Saka, şöyle konuştu: “Bugün asırlar boyunca Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı İmparatorluğuna ev sahipliği yapan, tarihi ipek yolunun geçtiği kıymetli ilimiz Kayseri’deyiz. Gerek tarihi gerek kültürel yapısı, tabii güzellikleri, tarıma elverişli topraklarının yanı sıra turizm sektöründe cazibe merkezi olan şehrimiz Kayseri’de dostlarımızla yüz yüze bir araya gelebildiğimiz için çok mutluyum.  

Ülkemizin İç Anadolu Bölgesi’nin en hızlı büyüyen ve gelişen ticaret ve sanayi şehri olan Kayseri, Erciyes kayak merkezi, gıda sektörü, köklü tarihi ve coğrafi önemi ile yüzyıllardan bu yana ülkemize sağlamış olduğu ekonomik katkılarıyla göz dolduran önemli şehirlerimizden biri. Tarıma elverişli toprakları ile de ekonominin gelişmesine olanak sağlamıştır. Bu nedenle bu işletmelerin devamlılığının sağlanması, sadece bu sektörler için değil, şehir, bölge ve ülke içinde hayati öneme işaret etmektedir.” 

Gelinen noktada ülkenin her şehrinde olduğu gibi Kayseri için de teknoloji, yeşil ekonomi, inovasyon, çağın gerekleri ile donanmış insan kaynağı ve veri üzerine inşa edilmiş yeni, yaratıcı, uygulanabilir stratejilere ve büyüme modellerine ihtiyaç olduğunu söyleyen Dr. Tamer Saka, “Dünyada ve ülkemizde yaşanan son gelişmeler kurumsal yönetim kavramının ülkelerin ve kurumların rekabetçiliğini devam ettirebilmeleri için ne derece önemli bir araç olduğunu açık bir şekilde ortaya koymuştur” dedi.  

Saka, sözlerini şöyle tamamladı: 

“Dünya muazzam bir değişim sürecinin içerisinden geçmektedir. Karşı karşıya olduğumuz problemler hiç olmadığı kadar karmaşık riskler içermektedir. Dünya kapsamlı bir şekilde yeni bir ekonomik ve siyasal dengeye evrilmektedir. Bu değişim sürecini alışagelmiş olduğumuz büyüme modelleri ile geçiştirebilmemiz mümkün olmayacaktır.”            

Kayseri Sanayi Odası Meclis Başkanı Abidin Özkaya, paneldeki konuşmasında, Kayseri’nin 6 bin yıllık geçmişi ile hem üreten hem de ürettikleri ile Türkiye ekonomisine ve ihracatına ciddi katkılar sağlayan bir il olduğunu belirterek, “Şehrimiz 11 milyar dolar GSYH’ya, 7 milyar dolar da dış ticaret hacmine sahiptir. 3 Organize Sanayi Bölgesi, 1 üretim ağırlıklı Serbest Bölge ve 16 Sanayi Sitesi ile 46 milyon metrekareden fazla planlı endüstri alanımız var. 2021 yılında Kayseri olarak 3 milyar 600 milyon doların üzerinde bir ihracat gerçekleştirerek, tüm zamanların ihracat rekorunu kırmış durumdayız.2022 hedefimiz 4,3 milyar dolar” dedi.  

Özkaya, Yeşil Dönüşüm, Dijital Dönüşüm ve Yalın Dönüşüm gibi kavramların da sürdürülebilirlik ve kurumsal yönetimle bağlantılı olarak ilerlediğini vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü: 

“Şirketlerimizin, şekillenmekte olan bu yeni dünya düzenine uyum sağlayabilmeleri ve mevcut sorunlarla başa çıkabilmeleri; yönetim anlayışlarını ve iş yapma kültürlerini bu değişime uyum sağlayacak şekilde kurgulamaları, kurumsal yönetim anlayışlarını da buna göre şekillendirmeleri ile mümkün olacaktır. Sınırda karbon düzenlemesi ve emisyon ticaret sistemi 2023'ten itibaren devreye giriyor.2026'dan itibaren ise AB'ye ihracatta standartların belirlendiği bir ticaret sistemi gerçek anlamda devreye girecek. Bu sürece sanayiciler olarak çok hızlı bir şekilde kendimizi hazırlamalı, bu yönde çalışmaları hızlandırarak, stratejilerimizi belirlememiz lazım. Aksi takdirde bunun bedelini ihracat yaparken ödemek zorunda kalırız. Kurumsal şirket, beraberinde istikrarı, istikrar da başarıyı getirir.  Bu nedenle başarılı şirket olmak isteyen ve aynı zamanda bu başarının devamlılığını sağlamak isteyen şirketler, öncelikle kurumsal bir statü kazanmalıdır. Özellikle aile şirketlerinde kurumsallaşma çok daha fazla önem taşıyor.” 

Yapı Kredi Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Ahmet Çimenoğlu da panelde yaptığı konuşmada, finansal kurumların işletmelerin yürütmekte olduğu kurumsal yönetim ilkeleri seviyesini yakından ve dikkatle izlediklerine dikkat çekti. Şirketlerin uyguladığı kurumsal yönetim ilkelerine uyum aşamalarının finans kurumları için önemli bir girdi olduğunu belirten Dr. Ahmet Çimenoğlu, şunları söyledi: “Finansalları iyi olan şirketler arasında kurumsal ilkelerle yönetilen şirketler öne çıkıyor. Şirketlerin kurumsal yönetime doğru dönüşmeleri noktasında bankaların dönüştürücü gücü var. Bir şirketi nasıl sürdürebiliriz? Bunu teknoloji açısından ele aldığımızda dijital dönüşümü gerçekleştirebilen şirketler sürdürülebilir oluyor.”