USTA SPOR YAZARI ÇAKIR: KAYSERİSPOR GÖSTERDİ
Deneyimli usta spor yazarı Ahmet Çakır ile Kayserispor’un bu sezon oynadığı 12 maçı ve geleceği ile ilgili röportaj yaptık. Çakır’ın Kayserispor ile ilgili önemli tespitleri yer aldı.
Deneyimli spor yazarı Ahmet Çakır’la Kayserisporumuzun durumuyla ilgili bir röportaj yaptık. Çakır, sadece Kayserispor’un değil bütün kulüplerin daha sağlıklı bir yapıya kavuşturulmasının artık ertelenemez bir gereklilik olduğunu söyledi. Futbol dünyamızı ‘zehirli bir bataklık’ olarak nitelendiren Çakır, bundan kurtulmak için ‘gerçekleri görmeli ve gerekeni yapabilmeliyiz’ dedi.
Bu sezon Kayserispor’un geçen yıl yaşadığı sıkıntıdan ders almış göründüğünü belirten Çakır, futbolun coğrafi dengesi itibariyle de takımımızın mutlaka Süper Lig’de kalması gerektiğini vurguladı. Çakır, sorularımızı şöyle yanıtladı:
- Geride kalan 12 maçlık bölüm itibariyle bu sezonki Kayserispor’u nasıl buldununuz?
ÇAKIR: Kuşkusuz ki daha iyi durumda. Geçen sezon kılpayı kurtulmuş olmak, bu yıl için bazı önlemler almayı zorunlu kılıyordu ve bu yapılmış gibi görünüyor. Deneyimli bir teknik adam ve isabetli birkaç transfer, işleri değiştirmeye yetebiliyor ama bunun çok daha fazlası yapılabilmeli. Kayserispor, hem köklü bir tarihe sahip hem de önemli bir coğrafyanın temsilcisi. Küme düşme sorunu yaşamayacağı bir noktada olabilmeli.
- Bunun için neler yapmak gerekir?
ÇAKIR: Futbolumuzun genel sıkıntı ve sorunları kulüpleri doğrudan etkiliyor. Bugünkü kulüp yönetimleri yapısının sağlıklı olmadığı herkes tarafından biliniyor ve söyleniyor. Zaten bununla ilgili bir yasa da yıllardır TBMM’de bekliyor. Nedense bir türlü yasalaşamıyor. Tabii biz bu nedeni biliyoruz ama bunu tartışmanın bir yararı yok. Dünyada iyi yönetilen kulüplerin bunu nasıl yaptıkları bir bilinmeyen değil. Ancak aynı yapıyı ülkemizde kurabilmek olanaksız denilebilecek kadar güç. Genel bir yaklaşımla, kulüplerimizin daha profesyonel bir anlayışla yönetilmeleri zorunlu. Bu konuları ülkemizde en iyi bilen kişinin Süleyman Hurma olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Kendisi bir dönem Kayserispor’da da çalıştı. Neler yapılması gerektiğini çok net biçimde ifade ediyor. Onun gibilere kulak vermekte yarar var çünkü şu anda bir batağın içindeyiz. Bunu herkes kabul ediyor ancak buradan kurtulmak için gereken adımlar pek atılmıyor. ‘Bindik bir alamete/Gidiyoruz kıyamete’ durumu benimsenmiş gibi görünüyor.
- Kaçınılmaz olarak Kayserispor da bu yapının bir parçası. Bunu değiştirmek kolay olmadığına göre hemen yapılması gerekenler neler?
ÇAKIR: Aslında bugünkü koşullarda çıkışın ne olduğunu Kayserispor gösterdi denilebilir. Kulüplerin Özkaynak düzeniyle ilgili olarak çok yalan söyleniyor. Yani oyuncu yetiştirmenin önemini ve değerini herkes kabul ediyormuş gibi yapıyor ama ortaya böyle bir sonuç çıkmıyor. Tam tersine kulüpler bu çalışmalarını neredeyse büyük ölçüde durdurmuş gibi görünüyorlar. Kayserispor, bu zor zamanda çok değerli iki oyuncu yetiştirdi ve bunları dünya piyasasına çıkardı. Kaleci Doğan Alemdar’ın Fransa’ya, Emre Demir’ın Barcelona’ya gitmesi çok önemli işlerdi. Çok zor bir dönemde bu oyunculara takımda yer vermek çok cesur bir adımdı ve karşılığı kısa sürede geldi. Transferden kazanılan paranın da çok önemli olduğu ortada. Mensah’ın Beşiktaş’tan dönmesi önemli bir gelişmeydi. Fenerbahçe’den alınan Thiam da derde deva olacak tipte bir oyuncu. Öteki transferler de dikkatli yapıldı. Teknik direktör de bu ligin en deneyimli adlarından biri olunca, umut verici bir ortam doğdu.
- Galatasaray galibiyeti 12 maçın en güzeli oldu ama son Fenerbahçe maçında verilen penaltı ile kaybedilen 2 puan Kayseri’de büyük tepkiye yol açtı. Bunları nasıl değerlendiriyorsunuz?
ÇAKIR: Evet, Galatasaray karşısındaki 3-0’lık galibiyet çok önemli. Çünkü bu tür galibiyetler takıma büyük güven veriyor ve sonraki maçları da olumlu etkiliyor. Hikmet Karaman, takımını büyük maçlara daha iyi hazırlayabilen bir hoca. Fenerbahçe maçı Kayserispor için talihsizlik oldu. Herkesin söylediği gibi 3’üncü golü de atıp maçı kazanma şansı varken uzatmanın sonundaki penaltı ile 2 puan yitirmek üzücüydü. O maç kazanılsa Kayserispor şu anda 10.sırada olacaktı, oysa şimdi 13.lükte. Bu nedenle penaltıya da büyük tepki gösterildi. Karaman’ın ‘aynı hareketi Fenerbahçeli futbolcu yapsa penaltı verilir miydi?’ Tepkisi doğruydu ama bununla varılabilecek bir yer yok. Hakem tartışmasına dalmak her takıma zarar verir. Üzüntünüzü içinize atıp işinize bakmanız gerekir. Yoksa çok daha ağır bir fatura ödersiniz… Kayserispor her zaman Süper Lig’de yer alması gereken takımlardan biri. Futbolun coğrafi dengesi ve başka bazı açılardan bu gerekli. Onun için boşverin hakem tartışmalarını, işinize bakın.
- Sizin hakem tartışmasında değişik bir bakışınızın olduğunu biliyoruz. Onun için şöyle sorayım: Hakemlerimiz yeterli mi?
ÇAKIR: Böyle sormakta haklısın çünkü çok şiddetli yakınmalara karşın ölçülebilir değerler açısından futbolumuzun en iyi bölümünün hakemler olduğunu söylemek mümkün. Evet, hatalar yapılıyor ve bundan sonra da yapılacak. Ancak başka liglerde maçların hatasız yönetildiğini sanmayalım. Hata her yerde oluyor. Onlar bu konuyu fazla tartışmamanın akıllıca bir davranış olduğunu biliyor, biz bilmiyoruz. Şöyle birkaç saniye düşünelim: Bugüne kadar hakemlerle ilgili tartışmalardan ne gibi bir sonuç elde edildi. Bundan sonra yapılabilecek tartışmalardan ne sonuç çıkabilir? Hiçbir şey! Hepsi boş konuşma, anlamsız yakınma. Hele ‘yabancı hakem gelsin’ söylemlerinin ne kadar utandırıcı bir durum olduğunun farkında bile değil bunu söyleyenler. Üstelik, geçmişte bunun yapıldığını ve çok daha sıkıntılı durumlar doğduğunu bilmeden konuşuyorlar. 1960’lı yılların ikinci yarısında bu yapıldı ve sorun daha da büyüdü. Bunları bilmeden konuşuyorlar.
- Yabancı oyuncu ve yeni gelen 3 yerli zorunluluğu da hep tartışılıyor. Siz ne düşünüyorsunuz?
ÇAKIR: Bu, ilgili yönetmelik çıkarken unutulmuş bir nokta. 11 yabancıyla sahaya çıkmanın sorun yaratacağını o zaman görememiş olmak büyük bir hataydı. O zaman belirtilmiş olmalıydı, sahadaki takımda en az 3 yerli oyuncu olması gerekliliği. Şimdi bununla ilgili sıkıntıdan yakınmanın bir anlamı yok. Kuraldır ve buna uyacaksınız. Unutmayalım ki bu 14 yabancı işi çıkmasaydı, ilk 11’de oynayacak yabancı sayısı 6’ya ve sonra da 5’e düşecekti. Şimdi takımların kadrolarında yeterli yerli oyuncu bulunmayışından yakınmak anlamsız. Bulacaksınız, yetiştireceksiniz ya da alacaksınız, o kadar! Biliyorum, sevgili Karaman da bundan yakınıyor ama yapılacak bir şey yok.
- Sizce Kayserispor bu sezonu nerede bitirir?
ÇAKIR: Şu anda bulunduğu yerden daha aşağı düşmez. Fenerbahçe maçını kazanıp 10.sıraya çıksaydı, tam orada bitirir, diyebilirdim. Tahmin ediyorum sezon başında belirlenmiş olan hedef de budur. İlk 10’un içinde yer almak bu sezon için uygun bir hedeftir. Daha fazlasını yapabilmek kolay değil.
AHMET ÇAKIR KİMDİR?
1952 yılında Kastamonu'da dünyaya gelen Çakır, 1960 yılında ailesiyle birlikte İstanbul'a yerleşti. 1969'da, öğrenim gördüğü Sultanahmet Ticaret Lisesi'nden ayrılıp askere gitti. 1978'de Beyoğlu Akşam Lisesi'ni, 1982'de ise İstanbul İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi Basın Yayın Yüksekokulu'nu bitirdi.
Askerlik dönüşü, ocak 1974'te TRT'de çalışmaya başladı. 1977'de yazmaya başladı. Yazdığı mizahi içerikli yazılar Cumhuriyet'te yayımlandı. Dünyada ve Türkiye'de Sansür adlı çalışmasıyla 1980 Yunus Nadi Ödülleri'nde üçüncülük elde etti. 1982'de, Dostun Ölümü adlı Varlık Yayınevi'nden yayınlanan ve çeşitli öykülerin toplandığı kitap, Akademi Kitabevi tarafından verilen Öykü Başarı Ödülü'nün sahibi oldu. Yazdığı radyo oyunları çeşitli tarihlerde, çeşitli radyo kanallarında yayınlandı. 1985 yılında TRT'den ayrıldı. Ahmet Hamdi Tanpınar romanı Saatleri Ayarlama Enstitüsü'nü tiyatroya uyarladı. İzmir'de seyirciyle buluşan bu oyunla Yunus Emre Ödülü kazandı. İlk olarak 1995'te, Demir Ajans Yayınları'ndan yayınlanan Galatasaray Spor Kulübü Tarihi isimli kitap, temmuz 2011'e kadar yedi kez basıldı. 1996'da yazdığı Fatih'in Aslanları Futbolun Vatanında adlı kitabında 1996 Avrupa Futbol Şampiyonası'nda mücadele eden Türkiye millî futbol takımını konu aldı. Galatasaray'ın 2000'de kazandığı UEFA Kupası'nın anlatıldığı Türk Futbolu Avrupa Zirvesinde ile şampiyonluğa ulaşan takımın teknik direktörlüğünü yapan Fatih Terim'in hayatını anlatan ve Altın Kitaplar'dan yayınlanan O Bir İmparator adlı kitapları 2000 yılında piyasaya sürüldü. 2002 yılında ise, Türkiye'nin Dünya Kupası'nda yer almasının ardından Millî takım ve Dünya Kupası isimli kitabı yazdı.
2007'de, Galatasaray'ın kuruluşunun 100. yılında Yüzyılın Aslanı adlı kitabı yayımlandı. Bir sonra 2008 Avrupa Futbol Şampiyonası'na katılan Türkiye millî takımını konu alan Türk Futbolu Avrupa Sınavında adlı çalışması piyasadaki yerini aldı. 2010'da, Ben Dememiş miydim? adlı spor-mizah türündeki kitabı okurlarla buluşan Çakır'ın son olarak 2011'de, ölümünün 20. yılında Metin Oktay'ın yaşamını konu alan Taçlı Kral: Metin Oktay isimli kitabı piyasaya sürüldü.