Vegan Derneği Ombudsmanlık’a başvurdu

21 Temmuz 2022, İstanbul – Vegan Derneği Türkiye (TVD), İstanbul Teknik Üniversitesi’nde (İTÜ) okuyan vegan öğrencilerin vegan menü taleplerini zımnen reddederek öğrencilerin beslenme hakkından eşit olarak yararlanmasına engel olan üniversite rektörlüğünü Ombudsmanlık’a şikayet etti.

2022’nin ilk yarısı boyunca yapılan tüm yazılı başvuruların yanıtsız kalması ve öğrenci taleplerinin aylardır görmezden gelinmesi sebebiyle dernek, bu kez başvurusunu avukatları aracılığıyla Kamu Denetçiliği Kurumu’na (KDK) yönlendirdi.

Sözkonusu başvuru; “üniversitenin yemek sunulan tüm alanlarında ve tüm öğünlerde sağlıklı, dengeli, yeterli miktarda, eşit yahut daha uygun fiyattan besleyici vegan opsiyonlar sunulması, buna dair düzenleyici işlem yapılması ve bunun daimi kılınması” için, Yükseköğretim Kanunu ve Yükseköğretim Kurumları, Mediko-sosyal Sağlık, Kültür Ve Spor İşleri Dairesi Uygulama Yönetmeliği uyarınca, İTÜ Rektörlüğü’nün görevini yerine getirmesi konusunda tavsiye niteliğinde karar alınması talebini kapsıyor.

İTÜ Rektörlüğü kayıtsız kaldı

İTÜ öğrencileri bu yılın başında üniversite içinde 2 bin 266 ıslak imza toplamış ve vegan menü taleplerini içeren dilekçeyi İTÜ Rektörlüğü’ne teslim etmişti. Bu süreçte İTÜ Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı (SKS) ve Yemek İşletmeleri Şube Müdürlüğü ile yaptıkları görüşmelerin ve İTÜ Rektörü İsmail Koyuncu’ya sosyal medya üzerinden yapılan çağrıların sonuçsuz kalması üzerine öğrenciler, seslerini duyurabilmek ve kamuoyu desteği alabilmek için change.org/ituveganmenu adresinde dijital imza kampanyası başlatmıştı.

TVD ise yemekhane menüsüne veganlar için bitki temelli beslenme biçimine uygun zorunlu seçenekler konulması için Mart ayında İTÜ Rektörlüğü’ne yazılı başvuru yapmış, ancak dört ay boyunca rektörlükten yanıt alamamıştı.

Vicdan hürriyeti, fırsat eşitsizliği ve ekonomik sıkıntılar

Etik vegan felsefenin ve vegan yaşam biçiminin hayvan hakları perspektifinden ayrıntılı bir şekilde aktarıldığı şikayet dilekçesinde, çok sayıda bilimsel ve akademik çalışma kaynak gösterilerek çevre ve insan sağlığı açısından bitkisel beslenmenin önemine de değinildi. Bu bağlamda, “etik bir tutumun ve ilkesel bir tavrın sonucu olarak” veganların uyguladığı bitki bazlı beslenme pratiğinin yaşam biçimlerinin bir parçası olduğu ve bundan taviz vermelerini beklemenin vicdan hürriyetine ve insan haklarına aykırı olduğu vurgulandı.

Yaygın kanının aksine bitki bazlı beslenmenin hayvan kaynaklı beslenmeye kıyasla daha fazla bütçe gerektirmediğinin açıklandığı dilekçede, özellikle maddi - manevi açıdan yaşamın zor olduğu İstanbul gibi bir şehirde kendi üniversitesinin yemekhanesinden yemek alamayan öğrencinin her gün dışarıdan yemek yemesi için günlük 100 TL gibi bir harcama yapması gerektiği, oysa üniversite yemekhanesinde yemek ücretinin yalnızca 3 TL olduğu belirtildi.

Öğrencilerin yaşadığı ekonomik sıkıntılar ışığında hakkaniyet denetiminin talep edildiği başvuruda ayrıca, “Öğrencinin herhangi bir işte çalışmadığı, burs veya kredi ile geçimini sağlamaya çalıştığı, barınma imkanlarının da zorluğu göz önünde bulundurulacak olursa günlük böyle bir harcamaya zorlanması kabul edilebilir değildir. Vegan yaşam biçimini benimseyen öğrencilerin etik tutumları sebebiyle diğer öğrencilerden ayrı muamele görmesi hem maddi hem manevi anlamda fırsat eşitsizliği yaratmakta olup bu felsefeyi benimseyen öğrencileri de ötekileştirilmiş konumuna düşürmektedir,” denildi.

Medeni ve siyasi haklara ilişkin uluslararası sözleşmelere ve mahkeme kararlarına atıfta bulunulan 23 sayfalık başvuruda, Türkiye dahil dünya çapındaki üniversitelerin ve kurumların vegan menü uygulamalarından örnekler de sunuldu.

TVD Mayıs ayında, Türkiye çapındaki üniversitelerde okuyan vegan öğrencilerin sistematik hale gelen beslenmeye ilişkin sorunlarını mahkemeye taşımış, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanlığı’na yaptığı yazılı başvuruya olumsuz yanıt verilmesi ve Türkiye çapında vegan öğrencilere yönelik hak ihlallerinin devam etmesi sebebiyle Danıştay’da YÖK'e dava açmıştı.

Kamu Denetçiliği Kurumu (Ombdusmanlık) nedir?

Kamu ile idarenin eylem, işlem, tutum ve davranışlarını insan hakları temelinde inceleyip araştıran Kamu Denetçiliği Kurumu (KDK), sorunlar yargıya intikal etmeden önce adalet anlayışı, hesap verebilirlik ve hukuka uygunluk bazında çözüm yolu üreten ve önerilerde bulunan bir “hak arama” kurumu olarak faaliyet gösteriyor.

Kurum tarafından paylaşılan resmi veriler ışığında, anayasal bir hak olan ombudsman başvurularının geçen yıl 18 bin 843’e ulaştığı, önceki yıldan gelen başvurularla birlikte 19 bin 740 karar alındığı biliniyor. KDK'nin verdiği tavsiye kararlarına uyma oranlarının ise 2021’de yüzde 79'a ulaştığı bildiriliyor.