KTO’da 2025 Türkiye Ekonomisi İle Brıcs’in Rolü Konuşuldu
Ekonomi Gazetesi yazarlarının katıldığı panelde, BRICS’in uluslararası ekonomik sisteme etkileri, Türkiye’nin bu platformdaki olası rolü ve 2025 Türkiye ekonomisinin görünümü detaylı şekilde ele alındı. KTO Başkanı Gülsoy, Türkiye’nin dengeli bir dış politika ile BRICS içinde yer almasının, ekonomik ve ticari fırsatları artıracağını belirterek, "Türkiye, Batıyı küstürmeden BRICS’le iş birliğini güçlendirmeli. 2025 yılı, zorlukların ve fırsatların iç içe geçtiği bir yıl olacak." dedi.
Kayseri Ticaret Odası (KTO) gündemdeki önemli konular hakkında iş dünyasını bilgilendirmeye devam ediyor.
Küresel ekonomideki dalgalanmalar ve bölgesel işbirliklerinin giderek önem kazandığı bu dönemde, Kayseri Ticaret Odası tarafından “2025 Türkiye Ekonomisi ve BRICS’in Rolü” başlıklı panel düzenlendi.
Kayseri Ticaret Odası Rifat Hisarcıklıoğlu Konferans Salonunda düzenlenen panele, Başkan Ömer Gülsoy’un yanı sıra Kayseri Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kurtuluş Karamustafa, Abdullah Gül Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Erk Hacıhasanoğlu, Türkonfed Yönetim Kurulu Üyesi, ORSİFED Yönetim Kurulu Başkanı Soner Türküm, Kayseri Sanayi Odası Meclis Başkanı Abidin Özkaya, MÜSİAD Kayseri Şube Başkanı Ferhat Akmermer, İl Müdürleri ile Panalistler Ekonomi Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ, Genel Koordinatör Vahap Munyar, Yayın Kurulu Başkanı Şeref Oğuz ve Yayın Danışma Kurulu Üyesi Alaattin Aktaş, iş dünyası temsilcileri katıldı.
KTO Başkanı Ömer Gülsoy, panelde Türkiye ekonomisinin geleceğine dair güçlü öngörülerini, BRICS ülkeleriyle iş birliği fırsatlarını ve Türkiye ekonomisine etkisini, ülkemizin gelecekteki ekonomik gücünü ve küresel sahnede nasıl bir yer edinebileceğini Ekonomi Gazetesinin yazarlarının analizleriyle konuşacaklarını ifade etti.
BRICS hakkında merak edilen çok soru olduğunu belirten Gülsoy, BRICS, resmi bir organizasyon mu?, Uluslararası bir iş birliği platformu mu? Şu anki finansal sisteme özellikle 2. Dünya savaşından sonra ABD öncülüğünde kurulan uluslararası ekonomik sisteme alternatif olabilecek mi? Batıya karşı bir ekonomik güç müdür? Siyasi açıdan nasıl görünüyor? BRICS üyelerinin kendi içlerinde bir uyum var mı? Çin ile Hindistan rekabeti? Mısır, Etiyopya, Nil nehri konusu gibi sorunlar Son yapılan Kazan toplantısında davetli olduğu halde katılmayan ülkeler? Şeklinde soruları panelistlere yöneltti.
Panelin ana gündemini oluşturan 2025 Türkiye Ekonomisi nasıl olacağını soran Gülsoy, sözlerini şöyle sürdürdü:
“ABD Başkanı seçilen Trump ile beraber yeni bir dünya düzeni mi kuruluyor? ABD’nin yeni yönetimi bize başka bir bakış açısı sağlayacak mı? Küresel gelişmeler, Yerel dinamikler, Enflasyon, Jeopolitik belirsizlik, Finansal istikrar, Yeşil ve Dijital Dönüşüm, Sürdürülebilir Ekonomi gibi gelişmelerin bizim ihracatımızı nasıl etkiler?”
Türkiye olarak Batıyı küstürmeden dengeli bir şekilde politika üretmemiz gerektiğini altını çizen Gülsoy, “2025 yılı, hem zorlukların hem de fırsatların iç içe geçtiği bir yıl olacak. Türkiye ekonomisi, dış ticaretin çeşitlendirilmesi, dijitalleşme ve sürdürülebilirlik konularında ilerleme kaydederken, BRICS ile işbirliklerini artırarak küresel arenada daha güçlü bir oyuncu haline gelebilir. Bu süreci doğru yönetmek, yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda diplomatik bir vizyon gerektiriyor. Umarım bugün burada yapılacak konuşmalar bu vizyonun şekillenmesinde önemli katkılar sağlar diye düşünüyorum. “ ifadelerini kullandı.
Panelin birinci oturumda Türkiye ve BRICS ilişkileri konusunda Ekonomi Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ, Genel Koordinatör Vahap Munyar, görüşlerini paylaştı.
GÜLDAĞ : TÜRKİYE, BRICS İÇERİSİNDE YER ALMALI
Türkiye her zaman kimsenin uydusu olmadan ekonomi tahkimini yapmakta zorunlu olan bir ülke olduğunu belirten Güldağ, “Türkiye bana göre BRICS’in içerisinde yer alabilirse yer almalı. Ticari ve ekonomik anlamda imkanlarından yararlanma kapısını açık tutmalı ama Batı’ya tamamen alternatif veya Batı’dan tamamen kopuş şeklinde düşünmemeli. BRICS işbirlikleri üzerinden uyanık olmamız lazım. Ekonomik platform gelişiyor bizimde içinde yer almamız gerekiyor. Bir alternatif değil üstelik kabul edilmiş değiliz. Hindistan’ın karşı çıkması söz konusu olabilir. Hindistan’ın dünya ekonomisi içerisindeki payı yüzde 4 civarındaydı. Hindistan hakikaten Hindu milliyetçisi ile atağa geçti. Avrupa ve Amerika ile işbirlikleri geliştirerek Çin’e karşı bir güçlenme yarışı içerisinde. İlişkileri dengelemesi lazım. Çin ile bizim ilişkilerimizi mutlaka bir ele alıp strateji geliştirmemiz lazım. Trump’ın gelişi muhtemelen Türkiye’ye bütün bu ilişkiler içerisinde çok fayda getirebilir gibi görünüyor. Trump’ın kendisi Türkiye ile kabinesi bakımından değerlendirirsek o kadar Türkiye destekçisi bir kabine değil.” İfadelerini kullandı.
İkinci Oturumda Yayın Kurulu Başkanı Şeref Oğuz ve Yayın Danışma Kurulu Üyesi Alaattin Aktaş ise Türkiye Ekonomisi ve Orta Vadeli Program hakkında görüşlerini paylaştı.
“ABD seçimlerini ikinci kez kazanan Donald Trump’un yönetime gelişinin Türkiye’ye fırsat olabileceğini değerlendiren yazarlar, Muhtemel fırsatlar çıkacaktır.” dedi.
OĞUZ : ENFLASYONDAN BESLENEN ZADELERİ ZEDELEMEDİKÇE ENFLASYONU ÇÖZEMEYİZ
Enflasyon belasından Türkiye’nin kurtulması gerektiğine vurgu yapan Ekonomi yazarları, “Enflasyondan beslenenler var. Zadeleri zedelemedikçe enflasyonu çözemeyiz. Yüksek enflasyonla yaşamaya devam edeceğiz. “ ifadelerini kullandılar.
İki ayrı oturumda 4 saat süren panelde Ekonomi yazarları izleyicilerin sorularını da yanıtladılar. Panel, KTO Başkanı Gülsoy’un, Ekonomi yazarlarına plaket takdimi ve hatıra fotoğrafı çekimiyle son buldu.