Tehlike çanları çalıyor; Türkiye artık o sınıfa girdi

Türkiye’de nüfus alarmı: Doğurganlık tarihi dip seviyede, ülke “çok yaşlı ülkeler” sınıfında

GÜNDEM Yayın: 10 Aralık 2025 - Çarşamba - Güncelleme: 10.12.2025 09:41:00
Editör -
Okuma Süresi: 4 dk.
139 okunma
Google News

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileri, Türkiye’nin demografik yapısında kritik eşiğin aşıldığını ortaya koydu. 2014’ten bu yana kesintisiz düşen toplam doğurganlık hızı, 2024 itibarıyla 1,48’e gerileyerek Cumhuriyet tarihinin en düşük seviyesine indi. Yenilenme düzeyi olan 2,1’in çok altında kalan bu oran, Türkiye’nin hızla yaşlanan ülkeler arasına girdiğini gösteriyor.

 

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileri, Türkiye’nin demografik yapısında kritik eşiğin aşıldığını ortaya koydu. 2014’ten bu yana kesintisiz düşen toplam doğurganlık hızı, 2024 itibarıyla 1,48’e gerileyerek Cumhuriyet tarihinin en düşük seviyesine indi. Yenilenme düzeyi olan 2,1’in çok altında kalan bu oran, Türkiye’nin hızla yaşlanan ülkeler arasına girdiğini gösteriyor.

 

TÜİK Başkan Yardımcısı Furkan Metin, doğurganlık hızının 1,4 seviyesine doğru gerilemesiyle Türkiye’nin “yüksek alarm” noktasına ulaştığını belirterek, ülkenin geçen yıl itibarıyla “çok yaşlı ülkeler” sınıfında yer aldığını ifade etti.

2014’ten bu yana sürekli düşüş

 

TÜİK’in araştırmasına göre Türkiye’nin toplam doğurganlık hızı:

 

    2014’te 2,19,

 

    2018’de 2,00,

 

    2020’de 1,77,

 

    2023’te 1,51,

 

    2024’te ise 1,48 olarak ölçüldü.

 

Doğurganlık hızının 2’nin altına düşmesiyle nüfusun kendini yenileme kapasitesi ortadan kalkmış oldu. Uzmanlara göre mevcut eğilim devam ederse Türkiye, kısa süre içinde AB ortalamasının da gerisine düşecek.

“Türkiye 1990’larda 20 yaşındaydı, bugün 45 yaşına geliyor”

 

TÜİK Başkan Yardımcısı Metin, ortanca yaşın hızlı bir şekilde yükseldiğini belirterek şunları söyledi:

 

    “Türkiye, 1990’lı yıllarda 20 yaşındaki genç gibiydi. Bu düşüş devam ederse 40 yıl içinde ortanca yaş 45’in üzerine çıkacak. Bugünkü düşüş 10 yıl daha sürerse geri dönüşü olmayan bir sürece gireriz.”

 

Metin, yaşlı nüfustaki artışın sosyal güvenlik sistemini sürdürülemez hale getireceğini, sağlık ve bakım harcamalarının ciddi şekilde artacağını vurguladı.

Sezaryen doğumlarda dünya birinciliği

 

Metin, Türkiye'nin sezaryen doğum oranlarında dünya birincisi olduğuna dikkat çekerek bunun çok çocuk sahibi olmayı zorlaştırdığını belirtti:

 

    “Hem geç evlilik hem sezaryen oranları aileleri 2 ve 3 çocuk üzerine çıkmakta zorlaştırıyor.”

 

Metin ayrıca yalnız yaşayanların sayısının hızla arttığını, Türkiye’de her 5 haneden birinde tek kişinin yaşadığını, yalnız yaşayanların yüzde 35’ini de 55 yaş üstü kadınların oluşturduğunu söyledi.

“Türkiye hızla yaşlanıyor, genç nüfus eriyor”

 

MSÜ Deniz Harp Okulu Dekanı Prof. Dr. Cemalettin Şahin, Türkiye’nin nüfus krizinin yeni olmadığını, son 20 yıldır derinleştiğini ifade ederek Cumhuriyet’in ilk dönemlerinde uygulanan nüfus artışını teşvik eden politikalara dikkat çekti.

 

Şahin, 1960’lardan itibaren nüfusu azaltmaya yönelik kampanyaların devreye girdiğini hatırlatarak şunları söyledi:

 

    “Bugün Türkiye kendi fındığını, pamuğunu, çayını toplayacak insan gücünden mahrum. Mevcut gidişat iyi değil, topyekun seferberlik gerekiyor.”

 

“Konut ve eğitim politikaları yeniden düzenlenmeli”

 

Prof. Dr. Şahin, yeni demografik politika önerilerini ise şöyle sıraladı:

 

    1+1 ve 2+1 konutların çocuklu aileler için uygun olmadığı, konut mimarisinin değişmesi gerektiği,

 

    Eğitim süresinin çok uzun olduğu, aile kurma yaşını yükselttiği, bu nedenle yeniden ele alınması gerektiği,

 

    Nüfus artışındaki düşüşün ekonomik değil, kültürel bir dönüşüm olduğunu.

 

Türkiye’nin demografik geleceğine ilişkin yapılan bu değerlendirmeler, doğurganlık hızındaki düşüşün kısa vadede nüfus artışını yavaşlatmakla sınırlı kalmayacağını; iş gücünden sosyal güvenliğe, tarımsal üretimden toplum sağlığına kadar pek çok alanda derin etkiler yaratacağını gösteriyor.

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.