Her kasımın 15’inde dünya çiğ köfte günü için Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Ticaret Bakanlığı’na başvuran marka, önümüzdeki günlerde UNESCO’ya da çiğ köfte kültürünün somut olmayan kültürel miras olarak kabul edilmesi için başvuruda bulunmaya hazırlanıyor.

Komagene Genel Müdür Yardımcısı Semiha Demiral, Napoli Pizzası’nın dünya mirası kabul edildiğinden hareketle UNESCO’ya başvuracaklarını ve çiğ köftenin de kültürel miras olarak kabul edileceğinden şüpheleri olmadığını belirtiyor. 

Demiral konuyla ilgili şunları söylüyor: “Takvimdeki hemen her gün dünyada çeşitli nedenlerle özel bir gün olarak kutlanır. Bunlardan bazıları da yiyecekler için kutlama günleridir. Dünya süt günü, uluslararası kahve günü, dünya çikolata günü, dünya makarna günü, uluslararası suşi günü, dünya pizza günü ya da dünya çay günü gibi… İşte Komagene olarak 15 Kasım’ın da bundan böyle Dünya Çiğ Köfte Günü olarak kutlanması için ilk adımı attık. Sırada UNESCO var!”

Etsiz çiğ köftenin mucidi Komagene, marka adını Kommagene Uygarlığı’ndan (MÖ 163- MS 72) almıştır. Kommagene Krallığı denilince bugün hemen akla Nemrut Dağı’ndaki heykeller gelir. UNESCO’nun dünyanın en önemli kültür miraslarından biri olarak kabul ettiği bu heykeller, barış ve hoşgörünün de sembolüdür.

Bilinenin aksine bu heykeller arasında Nemrut’un heykeli yoktur. Ayrıca Kommagene Krallığı ile Nemrut arasında tarihsel ve kültürel bir bağ da bulunmamaktadır.  Zaten Nemrut’un da Kommagene’den en az bin yıl kadar önce yaşadığı bilinmektedir. 

Kommagene Uygarlığı’ndan bize ulaşan tek miras hiç şüphesiz sadece heykeller değildir; aynı zamanda efsane lezzet çiğ köfte de bu uygarlığın bir mirası olarak kabul edilir…

Aslında insanlık tarihinin başlangıç noktası olan Göbeklitepe’de M.Ö 12.000 yılında buğdayın yetiştirildiği belirtiliyor. Buğdayın M.Ö 5.000’lerde ise bulgura dönüştürüldüğü varsayılıyor. Bu açıdan bakıldığında bulgurun, insanoğlunun en kadim yiyeceklerden biri olduğunu söylemek mümkün.

Buğdayın bulgura dönüştürülmesinden yaklaşık 3 bin yıl sonra bu kez bulgurla yapılan ve içine et ile çeşitli baharatlar karıştırılarak Çiğ Köfte ortaya çıkar. Çiğ köfte o kadar beğenilir ki zamanla adıyla tadıyla bu coğrafyaya yayılır. Ve binlerce yıldır da Anadolu coğrafyasının en lezzetli yiyeceklerinden biri olarak varlığını devam ettirir.

2000’li yılların başlarına kadar daha çok evlerde ve küçük esnaf dükkanlarında yapılan ve satılan çiğ köfte Komagene sayesinde bir sektör haline gelmiştir.

İlk şubesini 2005 yılında İstanbul’da açan Komagene’nin Türkiye’de çiğ köftenin çok büyük kitlelerle buluşmasında, sevilmesinde ve bu lezzetin yaygınlaşmasında büyük etkisi oldu.

 Komagene, bugün 3123 şubesiyle Türkiye’nin 1 numaralı franchise markasıdır. Türkiye’nin her ilinde ve pek çok ilçesinde şubesi bulunan Komagene, başta Avrupa olmak üzere İngiltere, Azerbaycan, KKTC, Birleşik Arap Emirlikleri ve ABD’de de faaliyetlerini sürdürüyor. Modern üretim tesisleri, teknolojik alt yapısı, franchise başarısı ve tecrübeli personeli ile çiğ köftenin küresel bir tat olarak da anılmasını sağlayan Komagene, lojistik gücü sayesinde ürünlerini soğuk zincir kırılmadan şubelerinin kapısına kadar sevkini gerçekleştirir. Böylece Komagene markalı ürünler, lezzeti ve kalitesi hiç değişmeden ilk üretildiği anın tazeliği ve tadı ile müşterilere sunulur.