Basında Sansürün Kaldırılışının ve Basın Bayramının 114. yıldönümü nedeniyle Kadın İşbirliğini Geliştirme Derneği Başkanı Dr. Sema Karaoğlu bir mesaj yayınladı. Karaoğlu, "Bundan 114 yıl önce 'Kahrolsun istibdat yaşasın hürriyet' sloganıyla basın üzerinde sansür kırıldı. Ancak bugün geldiğimiz ortamda çeşitli yöntemlerle basın üzerinde sansür uygulanıyor. İktidara yakın basın mensupları ekonomik ve diğer anlamda desteklenirken; iktidar gibi düşünmeyen basın mensupları türlü yöntemlerle cezalandırılıyor. Özgürce fikirlerini kamuoyu ile paylaşan gazeteciler, çeşitli bahanelerle tutuklanıyor, cezaevine gönderiliyor; medya kuruluşlarına reklam gelirlerinden pay verilmiyor ve ekonomik bunalım içine sokulup medya kuruluşlarının sesi kesiliyor. Bunun yanında başına iş geleceğini düşünen basın mensupları, örtülü olarak otosansüre yöneliyor, özgürce gördüğünü yazamıyor ve ekrana taşıyamıyor. " dedi
“Basın, milletin müşterek sesidir. Bir milleti aydınlatma ve irşatta, bir millete muhtaç olduğu fikrî gıdayı vermekte, hulâsa bir milletin hedefi saadet olan müşterek bir istikamette yürümesini teminde, basın başlı başına bir kuvvet, bir mektep, bir rehberdir” şeklinde Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün basınla ilgili sözlerini hatırlatan Dr. Karaoğlu, "Gazimizin bize emanet ettiği Türkiye Cumhuriyeti'nin ilelebet yaşayabilmesi için özgür basına mecburuz. Basın mensupları, kamunun vicdanı, kamunun sesidir. Demokrasinin gelişmesi için basın temel taştır. Basının sesinin kısılması demek, demokrasiye vurulacak prangadır, demokrasiye atılmış bir tokattır" dedi
Tutuklu gazetecilere de değinen Dr. Karaoğlu, "Türkiye, tutuklu gazeteciler sıralamasında Dünya'da yüzümüzü kızartan bir yerde. Türkiye, neredeyse bir "Gazeteci Hapishanesi'ne" dönmüş durumda. Yüzlerce gazeteci yazdıkları nedeniyle soruşturma geçiriyor, kovuşturma tehdidi altında yaşıyor ve yazdıkları nedeniyle hapishanelere gönderiliyor. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Türkiye’si asla bunu hak etmiyor. Türkiye "Gazeteci Hapishanesi" görüntüsünden hızla uzaklaşmalı. Hiçbir gazeteci sadece yazdıklarından dolayı veya iktidar gibi düşünmediği için cezaevine gönderilmemeli. Kovuşturma geçirmemeli, medya kuruluşları üzerinde baskı uygulanmalı. Bütün bu olumsuzluklara rağmen görevini hakkı ile yapmaya çalışan, gördüklerini ve duyduklarını kamu vicdanı ile hareket ederek duyuran, algı operasyonlarına ortak olmayan basın mensuplarının bu özel gününü kutlar; bütün emekçilere sağlık, mutluluk ve çalışma hayatlarında başarılar dilerim." dedi.
|