Av. Muhammed Uğur DEMİR Sığınmacılar Geri Gönderilebilir mi?
tekden site sağı sünnet
Yazı Detayı
03 Ağustos 2021 - Salı 14:12 Bu yazı 97 kez okundu
 
Sığınmacılar Geri Gönderilebilir mi?
Av. Muhammed Uğur DEMİR
lifoshukuk@outlook.com
 
 

Türkiye, coğrafi konumu itibarıyla tarihin her döneminde hedef ülke yahut transit ülke olarak göçe maruz kalmıştır. Ortadoğu’da tarihin her döneminde yaşanan kargaşaları göz önünde bulundurursak ileride de kitlesel göçlere maruz kalacağını tahmin etmek çokta zor değil. 1951 Cenevre Sözleşmesi’ne taraf olan Türkiye, Sözleşme’yi ve 1967 Protokolü’nü coğrafi sınırlama uyarınca uygulamakta, sadece Avrupa’dan gelenleri mülteci olarak kabul etmekte ve Avrupa dışından gelenleri ise sığınmacı olarak adlandırmaktadır.

Sığınmacı, Avrupa ülkeleri dışında meydana gelen olaylar sebebiyle, ırkı, dini, tabiiyeti, belli bir toplumsal gruba mensubiyeti veya siyasi düşüncelerinden dolayı haklı zulüm korkusu yaşayan kişidir. Şartlı mültecilerin üçüncü ülkeye yerleştirilinceye kadar Türkiye’de kalmalarına izin verileceği hükme bağlanmıştır.

Geçici Koruma, ülkesinden ayrılmaya zorlanmış, ayrıldığı ülkeye geri dönemeyen, acil ve geçici koruma bulmak amacıyla kitlesel olarak Türkiye sınırlarına gelen veya sınırları geçen yabancılara sağlanabilecek korumadır.

4 Nisan 2013 tarih ve 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu ile uluslararası hukukta mevcut olan Geri Gönderme Yasağı Türk hukukuna da girmiştir. Geri Gönderme Yasağı kapsamında; Kanun kapsamındaki hiç kimse, işkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya muameleye tabi tutulacağı veya ırkı, dini, tabiiyeti, belli bir toplumsal gruba mensubiyeti veya siyasi fikirleri dolayısıyla hayatının veya hürriyetinin tehdit altında bulunacağı bir yere gönderilemez. Bu kapsamda Türkiye’nin Suriyeli sığınmacıları ülkelerine göndermesi mümkün değildir. 1994 tarihli İltica ve Sığınma Yönetmeliği’nde Yönetmelik’in 26. maddesi, toplu sığınma arayanların, kriz veya silahlı çatışma bittikten sonra uyruğunda bulundukları devlete dönmelerini öngörmektedir. Halen devam eden savaş ortamı sebebiyle Suriyelileri ülkelerine göndermek Geri Gönderme Yasağı’nın ihlali anlamına gelecektir.

Göç İdaresi Genel Müdürlüğü verilerine göre 3.688.238 Suriyelinin yaşamaktadır. Resmi olmayan sayının daha fazla olduğu tahmin edilmektedir. Suriyeliler ağırlıklı olarak (yaklaşık 2.000.000’u) İstanbul, Gaziantep, Hatay Şanlıurfa illerinde yaşamakla birlikte, Suriyeliler ülkenin geneline yayılarak yaşamlarına devam etmektedirler.

Bununla birlikte Türkiye’de bulunan Suriyelilerin yaklaşık 48’i 0-18 yaş arasındaki çocuklardan oluşmaktadır. Son 4 yılda doğan Suriyeli bebek sayısının 500.000’i aştığı tahmin edilmektedir.

2014 tarihli Geçici Koruma Yönetmeliği’ne göre Suriye’de meydana gelen olaylar neticesinde kitlesel olarak veya bireysel olarak Türkiye sınırlarına gelen veya sınırları geçen Suriye vatandaşları ile vatansızlar ve mültecilerin geçici koruma altına alınacağı düzenlenmiştir.

1951 Cenevre Sözleşmesi mültecilere geri gönderme yasağı yanında pek çok sosyal ve ekonomik hak sağlamaktadır. Bu haklar çoğunlukla vatandaşlar tarafından da kullanılan mülkiyet, çalışma, ikamet, eğitim ve sosyal güvenlik gibi haklardır.

Geçici Koruma Yönetmeliği de 6. maddesinde geri gönderme yasağını (non-refoulement) düzenlemekte ve böylece iltica hukukunun en temel ilkelerinden biri olan bu ilkeye riayet etmektedir. Yönetmeliğin 26. Maddesinde sağlık, eğitim, iş piyasasına erişim, sosyal yardım ve hizmetler ile tercümanlık ve benzeri hizmetler sağlanabilir” ifadeleri göze çarpmaktadır. Madde metninde sayılan bu hizmetlerin zorunlu olarak düzenlenmediği, devlete takdir hakkı tanındığı söylenebilir. Ancak burada devletin yani idari kuruluşların, takdir yetkisini kullanırken Geri Gönderme Yasağı’nı yok sayarak bu kişileri gitmeye zorlayıcı idari uygulamalarda bulunması yasalara ve uluslararası anlaşmalara aykırılık teşkil edecektir.

Özellikle sağlık ve iş piyasasına erişim alanlarındaki uygulamalara karşı vatandaşların şikayetinin olduğu herkesçe malum. Geçici Koruma Yönetmeliği’nin 27. Maddesi bu konuyu detaylıca ele almıştır. Buna göre temel ve acil sağlık hizmetleri ile bu kapsamdaki tedavi ve ilaçlardan hasta katılım payı alınamayacağı hükme bağlanmıştır. Bu kapsam dışında kalan sağlık hizmetlerinden ise, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından genel sağlık sigortalıları için belirlenen bedelden daha fazla bedel alınamayacaktır. Bu bedel AFAD tarafından karşılanacaktır. Öte yandan aynı maddede geçici korunanların acil ve zorunlu haller dışında özel sağlık kuruluşlarına doğrudan başvuramayacakları belirtilmiştir.

Zorunlu geri dönüş şartları oluştuğunda ne yapılmalı?

Geçici Koruma Yönetmeliği’nin 22. maddesinde zorunlu geri dönüşlerin insanlık haysiyetine saygı içerisinde yürütülmesini sağlamak üye devletlere bir ödev olarak yüklenmiştir. 23. maddede ise, sağlık durumları nedeniyle geri dönemeyecek kişilerin, sağlık problemleri devam ettiği sürece sınır dışı edilemeyecekleri hükme bağlanmıştır. Bu sebeple toplum olarak sağduyu ile hareket edilmeli. Münferit olaylarla galeyana gelip, Suriyelilere kitlesel bir linç hareketinde bulunmak hem ülkemizin tarihsel imajına yakışmayacağı gibi, ülkemizi de uluslararası arenada zor durumda bırakacaktır.

Geçtiğimiz günlerde bir belediye başkanının Suriyeli sığınmacılarla ilgili, onlara Türk vatandaşlarından daha fazla yükümlülük yükleyecek idari karar alacağını açıklamaları malumunuz. Bu şekilde idari uygulama mevcut yasalar çerçevesinde uygulamaya konulamaz. Türk yasaları Avrupa Birliği’ne entegrasyon anlaşmalarının bir sonucu olarak Avrupa Birliği yasalarına aykırı olamaz. Geçici Koruma Yönetmeliği de AB Geçici Koruma Yönergesi’ne uyumlu olarak hazırlandığından söz konusu maddede değişiklik yapılması mevcut durumda pek mümkün gözükmemektedir. Ekonomik olarak iyi günler geçirmeyen Türk vatandaşları ise haliyle bu durumdan hayli muzdarip. Bu muzdaripliğin Suriyelilere karşı düşmanca bir tavra dönüşmesi, hem ülkenin iç huzuru hem de uluslararası sorumluluklar noktasında Türkiye’yi zor duruma düşüreceği göz ardı edilmemelidir. Ancak kamu düzeninin bozulmaması için ülkedeki Suriyeli sayısının azaltılması gerçeğiyle de vakit kaybetmeden yüzleşilmesi gerekmektedir.

Bu durumda alternatif çözüm var mı? Ülkenin mevcut ekonomik durumu da dikkate alındığında Suriyeli sığınmacıların ülkede bulunması sebebiyle, uluslararası protokollerde sorumluluğun paylaşılması ilkesi kapsamında protokollere taraf devletlerce verilmesi gereken destek parasından vazgeçilip Avrupa sınır kapılarının Suriyeli sığınmacılara açılması şu an en mantıklı çözüm olarak görülmekte. Aksi takdirde bu sorunun hükümeti zor durumda bırakacaktır.

Avukat Muhammed Uğur DEMİR

lifoshukuk@outlook.com

 
Etiketler: Sığınmacılar, Geri, Gönderilebilir, mi?,
Yorumlar
Haber Yazılımı