2019'da dünya çapında 463 milyon yetişkin (11'de 1'i) diyabetle yaşıyordu. Bu sayının 2030 yılına kadar 578 milyona çıkması bekleniyor ki bu da yüzde 25'lik bir artışa denk geliyor[1]. Önde gelen bilim adamları, düşük glisemik diyetlerin tip II diyabet ve koroner kalp hastalığı riskini azalttığına, şeker hastaları için kan şekerini kontrol etmeye yardımcı olduğuna ve ayrıca kilo yönetimine yardımcı olabileceğine dair ikna edici kanıtlar olduğu konusunda hemfikir[2].

Sonuç olarak, tüketicilerin uzun vadeli sağlığını geliştirmekle ilgilenen herhangi bir gıda üreticisinin hedefi, ürün geliştirme yoluyla onlara daha düşük bir glisemik profil sunan gıda seçeneklerine erişim sağlamak olmalıdır. Diabetes mellitus gelişimi gibi, yaşlanma da bozulmuş glikoz toleransı ile el ele gider. Yine de kan şekeri yönetiminin tüm yaşam evreleri boyunca geçerli bir konu olduğunu unutmamalıyız. Bu nedenle sağlıklı yaşlanmaya başlamak için asla erken değildir.

Erken yaşlardan itibaren sağlıklı bir yaşam tarzını teşvik etmenin anahtarı, kan şekeri yönetimidir ve bu, doğru karbonhidrat seçimi ile gerçekleşir. İdeal karbonhidrat, kan şekerinde düşük ve dengeli bir artış ve insülinde düşük bir artışı tetikleyerek kişinin metabolizması için gerekli enerjiyi sağlar ve yağ depolanmasından ziyade yağ yakımını teşvik eder.

Gerekli karbonhidratları sağlayan yiyecek ve içecek ürünlerine erişim sağlamak ve aynı zamanda düşük glisemik bir diyeti desteklemek için tüketicilerin kan şekeri tepkisini düşürdüğü kanıtlanmış ürünleri raflarda kolayca tanıyabilmeleri gerekir. Paket üzerindeki ilgili beyanlar, tüketicileri buna göre bilgilendirerek ve eğiterek bunu başarmanın etkili bir yoludur.

Anke Sentko, (Beneo Mevzuat İşleri and Beslenme İletişimi Başkan Yardımcısı) konuyla ilgili olarak şunları söyledi;  “BENEO'nun prebiyotik hindiba kökü lifleri, inülin ve oligofruktoz, alternatif şeker izomaltulozu (Palatinose™) ve şeker ikame maddesi ISOMALT gibi bileşenler, kan şekeri tepkisini düşürmeye yardımcı olabilir ve bunların tümü, bu etkiyle ilgili olarak AB'de onaylanmış sağlık beyanlarına sahiptir.

Üreticiler ve perakendeciler, ambalaj üzerindeki bu iddiaları daha iyi kullanarak, tüketicileri diyabetin başlamasını önlemeye yardımcı olacak ürünleri seçmeye teşvik edebilir ve aynı zamanda hastalığın yönetimini destekleyebilir. Bir endüstri olarak, insanların beslenme düzenini iyileştirmeye ve diyabet gibi yaşamı değiştiren, bulaşıcı olmayan hastalıklara yakalanma riskini azaltmaya yardımcı olmak için hepimizin ortak sorumluluğu var.”