İşte Tamer Öztürk'ün o yazısı:

" Eğitimde iyi örnekler yazı dizimizde bu kez bir kurum değil idealist bir öğretmenden bahsedeceğiz: Abdullah KÖSE. Fizik öğretmeni aynı zamanda ABK (Alpaslan Bilim Kariyer) dershanesi kurucu müdürü Abdullah öğretmenim ile kendisinden özel ders alan yeğenim sayesinde tanışma fırsatı buldum. Bir rehber öğretmen olarak uzun uzadıya eğitimle ilgili konuştuk. Bir çok sayısal öğretmeni ve rehber öğretmenler çok iyi bilir ki sayısal alanda üniversite sınavlarına hazırlanan öğrenciler için en zorlayıcı ders Fiziktir (bir eşit ağırlık öğrencisi için matematik neyse sayısal öğrencisi içinde fizik odur).     

Abdullah Hocam ile yaptığım sohbetlerde altına imza atacağım bir çok cümle duydum. Bunlara verilebilecek en iyi örnek “Öğrencinin kalbinden geçmeden aklına gidilmez” cümlesi. Bir çok veli ve öğrenci şu örneği yaşamıştır. Öğrencinin hiç sevmediği hatta yıllarca başarısız olduğu bir ders düşünün aile ve öğrenci artık o kadar kanıksamıştır ki (öğrenilmiş çaresizlik) bu dersin başarılamayacağı kanaati getirmiştir tıpkı yeğenim Eylül gibi. Sonra aile veya öğrenci işin ehil bir öğretmenle tanışır ve öğrenci  “aaa ben bu dersi yapabiliyormuşum” veya “artık ben ...  dersini gerçekten seviyorum” demeye başlar. İşte tam burada sorulacak soru şudur: Acaba müfredat mı değişti ? Cevap malüm uzun yıllardır müfredatta değişen bir şey yok değişen sadece öğretim şekli. Kimi öğretmen inebilir öğrencinin seviyesine kimi öğretmen anlatmaya devam eder üst perdeden öğrenci anlamasa bile. İşte Abdullah Öğretmenim tamda öğrencinin seviyesine inebilenlerden.    

Öğrencinin anlamasını beklemeyip “anlamıyor” diyen öğretmenler yerine “öğrencinin seviyesine inebilen” öğretmenlerin artmasını en içten temenni ediyorum. Burada şu konuda yanlış anlışmak istemem. Abdullah öğretmenim gibi gerçekten işini severek yapan azımsanmayacak derecede çok öğretmenim vardır. Bunun yanı sıra üniversite tercihlerinde açıkta kalmamak, atama garantisi olması için, sadece meslek edinebilmek için öğretmenliği tercih edin güzel yurdum insanları da var. Sorun şüphesiz sisteme entegre olmaya çalışan öğrecilerimiz de değil ancak meslek seçiminde yapılan bu hata sadece hata yapanı değil sonraki kuşakları bile etkileyebilmektedir."