Gülsoy ‘’Ülke olarak hassas bir dönemden geçmekteyiz. Gerek sosyal medyada, gerekse fiziki ortamlarda, ülkemizin yoksulluğa sürüklendiği konusunda algı yapılmaya çalışılmaktadır.
Bu tür durumlar, sadece Türkiye’de değil, dünyada da yaşanmaktadır. Ve her ülkenin enflasyonla mücadele etme politikası farklıdır. Ülkemizin, bunun önüne geçecek gücü ve kudreti vardır.
İş insanları olarak bizler, rehavete kapılmak, telaşlanmak yerine, tüm sektörler ile birlikte devletimiz için sırt sırta, el ele vermeliyiz. Devletimizin gücüne güvenmeliyiz.
Ekonomimizin kur-faiz üzerinden kötüye gidiyor gibi lanse edilmesine müsaade etmemeliyiz.
Düşük faiz yüksek kur politikasına devam edilmesi durumunda ülkemizdeki tüm ekonomik parametreler en geç 2022 Haziranında düzelecektir. Bu politikadan başka da çare bulunmamaktadır. Böyle bir politikanın ise en az beş yıl istediği yönündeki iddialar da doğru değildir. Cumhur ittifakı zaten gerekli tedbirleri almış ve son parkura girmiştir.Lider ülke 2023 hedeflerine giden yolu, bu son parkur belirleyecektir.
Düşük faiz yüksek kur politikası ile birlikte birçok başarılı işlere imza atılmıştır. Örnek verecek olursak, yerli savunma sanayinin kurulması ve tüm dünyaya örnek olacak işlerin yapılması, Avrupa ülkeleri ve Amerika salgınla mücadele konusunda yerlerde sürünürken, ülkemizin başarılı bir duruş sergilemesi, altyapı yatırımları bunlara örnektir.
2019 yılında ortaya çıkan koronavirüs salgınından sonra tüm dünyada ekonomik dalgalanmalar meydana gelmeye başladı. Girilen karantinalar üretim, turizm ve diğer istihdam alanlarında sarkmaların oluşmasını beraberinde getirdi.
Pandemiden sonraki süreçte, en az hasar alan ülkelerden biri olma, daha da iyiye gitme gibi bir fırsatını kaçırmamalıyız.
Pazarlarda rekabet etmek için yüksek kur politikası uygulandığı asla doğru değildir. Bizim ülkemizde faizleri kontrol altında tutuyoruz, bunun yanında kurları piyasanın dengesi ve kendisi belirliyor. Ve cari açığın kapatılması noktasında da gerekli hamleler yapılıyor.
Bütün bunlar göz önüne alındığında, uygulanan ekonomi politikasının bilinçli, zorunlu ve tutarlı net bir politika olduğu açıkça ortadadır. Bu politika ile istihdamda artış sağlanıp faizler de düşük tutulup cari fazlada ve büyümede fiziki sonuçlar verdikçe muhalefeti karikatürize ederek kamuoyuna sunulmalıdır.

Ülkemizin ihracatta, enerji üretiminde, teknolojideki gelişme ve atakları hepimizin malumu.
Tarih boyunca krizin çözümü, ülkelerde istihdamın artırılmasıyla çözülmüştür. İstihdamı artırmanın tek yolu, ülke kurlarını düşürerek ülkedeki fabrikaların tam kapasite çalışmasını sağlamak artan dış taleple yeni yatırımlar yaparak ülkeyi krizden çıkarmak şeklinde gerçekleşmiştir.

Bizler, Türk Milleti olarak, çağlar boyunca girdiğimiz her savaştan başarıyla çıktık.
Milli ve yerli duruşumuzu bozmadan, Lider Ülke Türkiye olma yolunda emin adımlarla yürümeye devam edeceğiz, her noktada devletimin yanındayım, herkesi de devletin yanında olmaya davet ediyorum’’dedi.