Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun yani ülkemizin, devletimizin temelinin atıldığı bugünü hep birlikte kutluyoruz.

98 yıl geçti ve bugünlere gelmek çokta kolay olmadı. Yokluk, sıkıntılı günler, cephede verilen mücadele…

Bunlar öyle bir iki kelime ile birkaç cümleyle yada birkaç sayfada anlatılacak olaylar değildir. Ayrıca yaşanan bu süreci yaşayanlar haricinde kimsede bilmez. Anlayamaz. Çünkü bizlerde anlatmasını beceremedik…

Çünkü farklı ülkenin çocukları, gençleri sırtında çantası, cebinde parası ile diyar diyar, ülke ülke gezerken biz gençlerimizin Çanakkale’ye gitmesine bile imkan sağlayamıyoruz.

Oysa oradaki destanı kitaplardan okuyan çocuklarımız, gençlerimizin nasıl etkilendiklerini göremiyoruz.

Göremediğimiz için de çocuklarımızın, gençlerimizin Çanakkale’ye gitmeleri, orayı görmeleri durumunda daha büyük bir maneviyat ile hareket ederek, sahiplendikleri, sahip çıktıkları, zerre kadar vatan sevgisinde endişe etmediğimiz gençlerimizin vatanlarına, ülkelerine daha çok sahip çıkacaklarını göremediğimiz içindir…

İşin bu kısmı ayrıca tartışılmalı, ayrıca masaya yatırılmalı ve maddi gerekçeler ortadan kaldırılarak çocuklarımızın bir şekilde günü birlikte olsa Çanakkale’ye gidip gelmeleri gerekir.

Gençlerimiz, Kurtuluş Savaşı mücadelesi ile ilgili daha çok bilgiye sahip olma isteği ve arzusunun da var olan ders kitaplarının yetersizliği, o dönemi, o tarihi anlatan kitaplarında çocukların sorguladıkları, öğrenmek istedikleri hadiselere yetmediğini düşünüyoruz. Yada var olan kitaplara onların ulaşma imkanları yetersiz gibi kalıyor. O nedenle işin bu boyutu ile ilgili çocuklarımız biraz daha katkı sağlamamız gerekiyor.

Esas konu başlığımıza dönecek olursak Kayseri, Kayseri halkı Kurtuluş Savaşı döneminde ülkemizin bağımsızlığı için önemli katkı sunan şehirlerimizdendir. Her ne kadar şehir olarak kentimiz o dönem işgal edilmemişse de Kurtuluş Savaşı için verilen mücadeleye her yönüyle desteği vardır.

Ki bu desteğinin karşılığı Kurtuluş Savaşı sonrasında yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ekonomik kalkınmasında ilk sırada yer alan kent olmuştur.

Türkiye Cumhuriyeti Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, ülkenin ekonomik kalkınmasında önemli fabrikaların kurulmasında Kayseri’yi tercih etmiştir. O gün temeli atılan ve ülke ekonomisine yıllar boyunca ciddi katkısı olan fabrikaların, bugün bile önemli katkılar sunduğunu görüyoruz. Her ne kadar bu fabrikalar kapatılmış olsa da, burada yetişen nesillerin, üretim bazında yakından tanıma imkanı buldukları makine parkuru ve farklı işlevler sayesinde fabrika sahibi oldular.

Yani Kurtuluş Savaşı’na verdiği katkı sonrasında devletin ekonomik hamlelerde birçok fabrika için tercih ettiği Kayseri Cumhuriyet’in değerini çok daha iyi bilmesi gerekir.

Kayseri’nin Anadolu’nun ortasında bozkır, dünya ile bağlantısı olmayan bir şehir olarak düşünürseniz, çevre illerden çokta bir farklı durumda olmazdı. Şuan.

Kayseri çevre illerce de örnek alınan bir kent olmuştur. Ancak son yıllarda Cumhuriyetin kuruluşundan sonra Atatürk’ün değer verdiği, önemli ekonomik yatırımlar yaptığı Kayseri’nin bugün görmezden geliniyor olması, yapıldığı söylense de şehre daha çok değer katacak büyük projelerde şehrimiz es geçildi.

Kayseri bunu hak etmemiştir. Kayseri’nin ihmal edilen bu durumu biran önce masaya yatırılmalı ve verilmesi gereken ve elinden alınan önemli projeler biran önce hayata geçirilmesi şarttır.